Münevver BİTİGEN  

“Ey iman edenler! Şarap, kumar ve dikili taşlar, fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir. Bunlardan uzak durun ki felaha eresiniz.” (Maide Süresi 90)                                  

Hamr ;

Akli melekenin yitirilmesine sebep olan her türlü madde

Şarap;

Şarap üzümden yapılan bir içki türüdür. Bununla birlikte sadece şarap değil ayette (لْخَمْرُ) “hamr” diye geçtiğinden akıl melekelerinin yitirilmesine sebep olan maddeler şeklinde anlaşılmalıdır. İçkinin içimi mevzubahis olduğunda azı, çoğu yoktur. Bir damlası dahi haramdır.

Unutmamak lazım ki bu ülkede yıllarca “ilk 6 aydan sonra anne sütünün çok bir faydası olmadığı ve mamanın gerekli olduğu” bilgisi gerçek bilgi diye sunuldu.

Bizler her zaman nefsi temize çıkartmakla değil nefsimizi temiz tutmakla mükellefizdir.

Dikkat!

Nefsi temizlemek değil, asıl itibarı ile temiz tutmakla mükellefiz.

Evet, Rabbimizin emaneti olan nefsi temiz tutmakla mükellefiz.

Bu arada yemek yapmayı seven hanımlara; yemek programlarında ya da yemek kitaplarında içki ile yapılan tariflere de pek rağbet eder olduk aman;

Dikkat!

Haram cilvelidir, işvelidir.

Onun işvesi, cilvesi sizi Rabbinizin emirlerini görmenizi engellemesin.

 Dikili taşlar;

Maide suresi 90 ayeti Kuran dilinin zamanın kavramları ile yorumlanması gerektiği gerçeğini göz ardı etmemiz gereken ayetlerden biridir.

Bu ayette geçen dikili taşlar o günkü şekliyle belki hayatımızda yok lakin türbelere çaput bağlayan insanlar her daim var.

Dikili taşları; türbelere, ağaçlara ve hatta hıdrellez adına yapılan birçok gelenek “dikili taş” formunda algılanmalıdır.

Çok abarttığımı düşünenler lütfen şarapla ilgili emri düşünsünler azı da çoğu da haram hatta satışı bile haram.

Durum bu olunca tüm iyi niyet ve saflığı ile geleneklerimizde var olan her adet eğer İslam’ın emirleri ile çakışıyorsa “yok” hükmündedir.

 Fal;

Dünya insanlarını bilemem ama ülkem insanlarının en zaaflı olduğu konulardan biridir.

Birçoğumuz en basitinden kahve falının haramlığı konusunda dahi;

“canım inanmıyorum zaten eğlencesine bakıyoruz.”cümlesini işitmişliği vardır.

Zaten ayetlerde demiyor mu ki; “dünya hayati oyun ve eğlenceden ibarettir.” Bizler inananlar olarak bu oyun ve eğlencenin sınırlarını İslam sınırları dâhilinde yaşamıyorsak “felaha erenlerden” olamayacağızdır.

Zaten olamıyoruz da.

Şans okları;

Zamanımızda oynanan tüm şans oyunları bunun içine girmektedir.

İşin acısı bu devlet eliyle yapılarak meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır.

Bu haldeyken yazacak ne kaldı ki;

 “Ey iman edenler! Şarap, kumar ve dikili taşlar, fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir. Bunlardan uzak durun ki felaha eresiniz.”   (Maide Süresi 90)

İçkinin haram edilişi peyder pey gelen ayetlerledir.

Bu konuda Rabbimiz ıslah edici metotlarla içkiyi haram etmiştir.

Peygamberimizin kesin haram oluşundan sonraki tavrı ise nettir.

Sahabenin ise evlerinde bir damla dahi içki bırakmayacak şekilde içkileri imha ettikleri bilinince içki ve içki tarzı maddeler üzerinden konuşmak harcımız olmamalıdır.

Maide suresi 90. ayeti öncesi ayetler ile okumakta mümkün lakin ayeti sonrası gelen 3 ayet ile okuduğunuzda toplumsal olarak şu an yaşadığımız gidişatın hayr olmadığını görürüz.

Bununla birlikte yaşanılan şerlerin hayra dönüştürülmesi için izlenilmesi gereken yolu da Rabbimizin bize sunduğunu görürüz.

Eğer, gerçekten bir şeyler yapmak isteyenlersek işimizin o kadar da zor olmadığını görmemiz açısından önemlidir.

“Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?” (Maide suresi 91)

Bilmeliyiz ki her zaman haram çekicidir.

Çekici olması bir yana sadece tek dünyalı yaşayan insanlar için kaçırılmaması gereken, fırsatlarla dolu olan bu dünyaya haram kapısından girilir.

Biz inanan insanlar için ise dünya hayatı ahret hayatının mutluluğu için sadece bir geçiş yeridir.

Yalnız ayeti dikkatle okuduğumuzda bu yazdığımın yanlış olacağını göreceksiniz. Yanlış olmasa bile eksik bir bilgidir.

Çünkü dünya hayatı ahret hayatının giriş kapısıdır.

Bununla birlikte dünya hayatı insanların hayatlarını birbirine zindan etme yeri de değildir.

En azından insanın vazifesi bu değildir.

Ayette belirtildiği gibi bu vazife yani dünyayı insanlara zindan etme ve insanı Allah’tan anma ve salâttan alıkoyma vazifesi şeytanın vazifesidir.

İnsan Allah’ı anmaktan ve salâttan uzak kalınca birbirini düşmanlıkları ve kinleri ile bitirirler bitirmeseler bile en azından yorarlar.

Öyleyse bizim yapmamız gereken nedir?

“Allah’a itaat edin, Resûle de itaat edin ve (kötülüklerden) sakının. Eğer (itaatten) yüz çevirirseniz bilin ki Resûlümüzün vazifesi apaçık duyurmak ve bildirmektir. “

(Maide suresi 92)

“İman eden ve iyi işler yapanlara, hakkıyle sakınıp iman ettikleri ve iyi işler yaptıkları, sonra yine hakkıyle sakınıp iman ettikleri, sonra da hakkıyle sakınıp yaptıklarını, ellerinden geldiğince güzel yaptıkları takdirde (haram kılınmadan önce) tattıklarından dolayı günah yoktur. (Önemli olan inandıktan sonra iman ve iyi amelde sebattır). Allah iyi ve güzel yapanları sever. “ (Maide suresi 93)