ANNE OKULUMUN KANTİNİNDEN BİRŞEYLER ALABİLİRMİYİM?
Dr.Hüseyin Kâmi Büyüközer
5 yaşından 25 yaşına kadar okuyan çocuklarımızın okulları Eylül ayında yeniden ders başı yaptı. Yeni okula başlamış olan çocuklarımız, okul kantinden alış-veriş yapan arkadaşlarını, ağabeylerini, ablalarını görür ve eğer öğretmenleri kantinden alış-veriş yapmamaya yönlendirmemişse, en kısa zamanda annelerine sormaya başlarlar: “Anne, okulumun kantininden bir şeyler alabilirmiyim?”
Kantinler, maalesef, sabah uykularından fedakârlık yapamayan annelerin de can simidi olarak işini kolaylaştıran mekânlardır! Çocuklarına okul için beslenme çantası hazırlamaktansa, kantinde harcaması için çocuklarının cebine para koyan annelerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Halbuki bu davranışları ile gözlerinin nuru dedikleri çocuklarının istikballerini karartmakta olduklarının farkında değiller.
BİR KURBAN BAYRAMI DAHA İDRAK EDİYORUZ
Bir Kurban Bayramı daha geldi. Bu Bayramın Ülkemize, Tüm Müslümanlara Hayırlar getirmesini Yüce Rabbimizden diliyoruz.
“Kurbanlık büyük baş hayvanları da sizin için Allah’ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken (kurban edeceğinizde) üzerlerine Allah’ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik.” HAC SÛRESİ(36)
“O Halde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes.” KEVSER SÛRESİ (2)
“Biz, (İbrahim’e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail’i) kurtardık.” SÂFFÂT SÛRESİ(107)
“Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık. İşte sizin ilahınız bir tek ilahtır. Şu halde yalnız ona teslim olun. Alçak gönüllüleri müjdele! “ HAC SÛRESİ(34) Devamını Oku
DİŞ MACUNLARI VE SAĞLIĞIMIZ
F.Ebru KOÇ /Kimya Yüksek Mühendisi
Diş macunlarının birçoğunun içindekiler kısmını okuduğumuzda yazılanları anlayabilmek için iyi bir kimya bilgisine sahip olmak gerektiğini düşünürüz. Zira küçücük tüpün içinde o kadar çok kimyasal vardır ki…
Acaba söz konusu bu kimyasallar nelerdir ve niçin diş macununun içinde bulunurlar. Bunlardan en önemlilerine ve muhtemel zararlarına şöyle bir göz atalım.
Sodium lauryl sulfate(SLS) : Bazı sabunlarda, hemen hemen tüm şampuanlarda, diş macunlarında ve birçok temizlik ürününde kullanılmaktadır. Oldukça ucuz ve iyi bir köpük oluşturucudur. Kimyasal olarak Sülfürik mono dodesil esterinin sodyum tuzudur.
Zararlı etkisi uzun süre sonra organlarda birikme yolu ile anlaşılmaktadır. 1983 yılında Amerikan Toksikoloji Okulunun yayımladığı raporda çok düşük konsantrasyonlarda (% 0,5 gibi) bile tahrişe sebebiyet verdiği, %10-30 oranında bulunduğunda ise cilt bozulmalarına yol açtığı bildirilmiştir. Ulusal Sağlık Enstitüsü Ev Ürünleri Direktörü SLS nin de içinde bulunduğu 80 kimyasalı “yüksek tahriş edici ve tehlikelidir” diye nitelendirmiştir. FDA sık kullanılan ürünlerden olan şampuanların göz ve baş derisi tahrişi, el ve yüzde soyulma gibi şikayetlerin büyük oranda sebebinin bu madde olduğunu tespit etmiştir.
ASGARİ MÜSLÜMANLIK!…
Havva ARIN/ Diyetisyen
Öyle bir hale geldik ki Müslümanlığı yalnızca 5 şartta arar olduk. 5 şartı yerine getirince her şey tamam diye düşündük. Gerisi takvaya giriyordu zaten, o kadar da inceleyemezdik biz değil mi? Allah affediciydi, kalbimizi biliyordu affederdi bizi ne de olsa, O’nun (cc) sonsuz rahmeti vardı. Biz namazı kılalım, orucu tutalım diğer 3 şart da yerine geldi mi tamam. İşte biz böyle anladık islamı. Tek pencereden baktık hep. Biraz hassas davranmaktan kaçındık. Yok, kaçınmadık kaçtık biz evet “kaçtık”.
Müslümanlığa sadece ibadet olarak baktık İslam’ı yanlış yaşadık. Beslenme konusunda da böyle değil mi? Evet tam da böyle.
Bugün Türkiye olarak dünya genelinde kalori alımında 3. sırada yer aldıysak biz gerçekten Müslümanlığı yaşayamıyoruz demektir.
KADİR GECEMİZ VE RAMAZAN BAYRAMIMIZ BÜTÜN ÜMMETE MÜBAREK OLSUN!
“Biz onu Kadir gecesi indirdik. Kadir gecesi nedir, bilir misin sen? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Meleklerle Ruh o gece Rabblerinin izniyle her iş için iner de iner. Tam bir esenliktir o gece, tâ tan yeri ağarıncaya kadar.” (Kadîr sûresi, 1-5)
“Kadir gecesini, fazilet ve kudsiyetine inanarak ve sevabını yalnız Allah’tan bekleyerek ibâdet ve tâatle geçiren kimsenin -kul hakkı hâriç- geçmiş günâhları bağışlanır.” (Müslim, Müsâfirîn, 175)
Âişe -radıyallâhu anhâ-, Peygamber Efendimiz’e: “–Ey Allah’ın Rasûlü! Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl dua edeyim?” diye sormuş, Fahr-i Kâinat Efendimiz de: “«Allah’ım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Sen beni affet, bağışla!» diye dua et!” buyurmuştur. (Tirmizî, Deavât, 84)
Hayırla, bereketle, rahmetle müjdelenen bir ayın sonuna yaklaşırken, Kur’an-ı Kerimin indirilmeye başlandığı, Peygamberimiz(sav)’e ilk vahiy ve Peygamberlik görevinin verildiği, ibadet ve duaların diğer gecelere göre daha makbul ve hayırlı olduğu bildirilen, Kadir Gecesini bütün rahmetiyle karşılıyoruz.
TÜM AİLEYE SAĞLIK BİLGİLERİ
ESAD COŞAN /Kadın ve Aile Dergisi
Bu konuyu, yakın zamanda, genç denebilecek bir yaşta vefat eden değerli bir kardeşimizin üzüntü ve kederi ile yazıyorum. Allah-u Teala ona ve sair geçmişlerimize, mevtamıza rahmet eylesin! Maalesef vücudunun sıhhat ve sağlamlığına gerektiği kadar ihtimam göstermemiş, tedbir almamış, perhiz yapmamış…
Halbuki yüce dinimize göre bu beden ve vücudumuz bize Allah’ın bir emaneti. Onu iyi kullanmak, bakımına özen göstermek, arıza ve hastalıklarını hemen tedaviye geçmek lazım. Önce, hıfz-ı sıhhat, yani sağlığı korumak, hastalığa yakalanmamaya çalışmak gerekiyor. Bunun için hem evde hem iş yerinde sağlık şartlarının sağlanması çok önemli.
CARLI GELİNLERDEN KENDİNİ SERGİLEME KÜLTÜRÜNE
Fatma TOKSOY / Araştırmacı Yazar
Cahit Zarifoğlu rahmetli şöyle diyor:
“Cihadı bıraktık, dünyaya daldık! Tezeğe konan sinekler gibi! İnsanlar sanki Yaradan yokmuş gibi hüzünsüz ve ağlamasız. Düşünün bakalım televizyon karşısında muhallebi gibi gevşemiş bir Müslümanda, değil cihad etmek acaba kalkıp bir farzı ifa edecek kuvvet ve istek kalmış mıdır?”
Çocukluğum benim Afyonkarahisar’da geçti. Oradaki düğünlerde -o zamanlar tabii şimdi bu kültür de dejenere oldu ya-gelinler gelinliğin üzerine car denilen çarşafımsı bir kıyafetle çıkardı evinden ve evden çıkışında da kapıya iki taraflı kilimler tutulur gelini hiç kimse görmeden arabaya bindirirlerdi. O güzel bezeli süslü gelini sadece helalinin görmesi amaçlanıyordu bu uygulamada. Şimdi her şey zaten ortada. Düğünlerimiz de karıştı, istisnalar hariç artık düğünlerde erkek-kadın bir arada bir sahnede… Gelin de ister açık olsun ister başörtülü artık herkesin gözü önünde süslü püslü. Helalinin göreceği süs ve güzelliklerle artık mahremleri de görmekte… Buna yapılacak bir şeyimiz kalmadı istisnai birkaç uygulamalar dışında. Ancak düğün salonlarında yüz, iki yüz kişinin gördüğü gelini şimdi binlerce kişi görebilmekte…
HOŞGELDİN YA ŞEHR-İ RAMAZAN
Recep,Şaban derken… rahmet, bereket ve mağfiret ayı Ramazan’a Rabbimiz bizi kavuşturdu. Bu ayın kıymetini bilenlerden eylesin inşaallah.
Ramazan ayı, fert fert ve tüm ümmetin muhasebe ayıdır. Bu sebeple, bu Ramazan’da hepimiz nefsimizi baştan ayağa tam bir denetime sokmayı sağlamalıyız. Bugün ümmet olarak çekilen kahırların, ızdırapların ve zilletlerin kaynağında nefsimize ait hataları, noksanlıkları ve zafiyetleri bir bir araştırıp tespit etmeye çalışmalı ve ıslahı için çözümler üretmeliyiz.
Biz diyoruz ki, bugün ümmetçe düştüğümüz zilletlerin temelinde bilgisiz ve bilinçsiz bir topluma dönüşmüş olmamız yatmaktadır. Düşüncemizde, davranışlarımızda ve hareketlerimizde İslami ölçüleri referans olarak almak zorunda bulunduğumuz halde; bilgisizlik ve doğru bilgiyi araştırmada gösterdiğimiz tembellik ve umursamazlık günlük hayatımızın her kademesinde karşılatığımız olaylarda bilinçsiz, yanlış ve İslami ölçülerin dışında tepkiler vermemize neden olmaktadır.
“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olurmu?” Kur’ani ikazın ışığında ve Ramazan ayının mübarek aydınlığında nefis muhasebelerimizi yaparak İslamla aramızdaki mesafenin sıfırlanmasına çalışmak en önemli bir CİHADIMIZ olacaktır.
İSTANBUL’UN BİR UCUNU , DİĞER UCUNDA HELAL KAHVALTI SOFRAMIZDA TOPLADIK
GİMDES Hanımlar Kurulu olarak 2010 yılında başlatmış olduğumuz ve gelenekselleşen “HELAL KAHVALTI SOFRASI” organizasyonumuza bir yenisini 23 Mart 2016 günü Beylikdüzü Ofelia Cafe ‘de ekledik. GİMDES’ e gönül vermiş hanım kardeşlerimize İstanbul’un bir ucundan( Anadolu yakası) diğer ucuna (Avrupa yakası) gelerek desteklerini bizden esirgemedikleri için ayrıca teşekkür ederiz.Hanım kardeşlerimizi helal lokma,helal üretim,helal tüketim konularında bilinçlendirmek amaçlı yapmış olduğumuz bu organizasyonda selamlama konuşmasını yapan GİMDES Hanımlar Kurulu Başkanı Birgül ARSLAN, GİMDES’i tanıtan GİMDES Baş Denetçisi , Arzu SARITAŞ hanım kardeşlerimizin sorularını cevaplandırdılar.Bu organizasyonda emeği geçen İnci Şen ve Behice Bilgin hanımlara da şükranlarımızı sunarız.
Ülkemizin her bölgesinde ,il ve ilçesinde Helal Kahvaltı Soframızda buluşmak isteyen hanım kardeşlerimizle bu çalışmalarımızı gerçekleştirebiliriz.
İrtibat için birgul.arslan@gimdes.org mail atabilirsiniz.
VAKİT HAYIR YAPMA VAKTİDİR. HAYIRDA YARIŞMAK
“Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü yasaklayan bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.”(Al-i İmran,104)
Dünya hayatı 3 gündür. Dün hayrı ile şerri ile geçmiştir. Yarın, ulaşıp ulaşmıyacağımız meçhul. Bugün ise yaşadığımız gündür. Bugün Allah için ne yaptın sorusuna “Bir tuğla da siz koyun”kampanyasına katılarak cevap verebilirsiniz.
Dünya Helal Vakfı, 2005 yılından beri bütün bir ümmetin Helal ve tayyib Lokmaya ulaşması derdi ile dertlenen GİMDES gönüllülerinin gelecek nesiller için fikir çalışmalarını yürütmek üzere kurduğu bir vakıftır.